Mezhep imamlarının ve modern araştırmacıların görüşlerine göre, istihâlenin maddelerin necaset ve haramlık vasıflarını değiştirici bir özelliğe sahip olduğu kabul edilmektedir. Canlı vücutlarında ve yeryüzünde sürekli değişim ve dönüşümler yaşanmakta ve bu süreçler neticesinde yeni maddeler oluşmaktadır. Toprak, ateş, hava ve canlı organizmaları, temasa geçtikleri maddeleri bir hâlden başka bir hâle dönüştürmekte ve istihâle işlemiyle maddelerin önceki hallerinin araştırılması yerine, mevcut özelliklerine bakarak hüküm verilmesi gerekmektedir.

Kur’ân-ı Kerim’de sütün yaratılışı, kan ve dışkı arasından çıktığı belirtilerek (Nahl sûresi, 16/66), istihâleye güzel bir örnek teşkil etmektedir. Temiz gıdalar hayvanın vücudunda kan ve dışkıya dönüşmekte, ardından bunların arasından çıkan süt tekrar temiz hale gelmektedir. İnsanın yaratılışını anlatan ayetler de bu dönüşüme işaret etmektedir (el-Hacc 22/5; el-Kıyâme 75/36/38; el-Gâfir 40/67; el-Mu’minûn 23/14). Necis bir maddeden yaratılan insan, birçok istihâlelerden geçtikten sonra kâmil bir hüviyet kazanmaktadır.

Dolayısıyla, necis veya haram maddelerin istihâle geçirdikten sonra da aynı hükümde kalacağını söylemek, pratikte uygulanamaz bir durumdur. Bu, temas ettiğimiz tüm maddelerin ilk hallerini araştırma yükümlülüğünü getirir ki, bu teklif-i mâlâ yutaktır. Bu sebeple, temel yapısı ve buna bağlı olarak renk, tat ve koku gibi özellikleri değişen bir maddenin hükmünün de değişeceğini kabul etmek gerekmektedir.

Kategori:

Etiketler:

,