Leasing sözleşmesi ile araç kiralayan şirket, kiracıya sunduğu malı satın alırken harcadığı miktara kendi kârını da ekleyerek hesaplama yapmakta ve kira miktarlarını malın ekonomik ömrünü dikkate alarak belirlemektedir. Malın başlangıçtaki ekonomik değeri (satım alım değeri de diyebiliriz) ve üzerine eklediği vâde farkını (bu fark sabit bir fark olabildiği gibi değişken de olabilir -ki bu genellikle ilgili ülke/ülkelerin kredi endeksleri (TLREF, LIBOR, FIBOR)- veya ÜFE, TÜFE gibi endeksler dikkate alınarak hesaplanır) ve kiralama süresi bitiminde malın ekonomik değerini (artık/kalıntı değer) dikkate alarak hesaplar.

Başka bir ifade ile hesaplamalarda sabit taksitli ödemeler mümkün olduğu gibi enflasyon durumu dikkate alınarak çeşitli endeksler veya sabit/değişken faiz oranlarına endeksleme de yapılabilmektedir. Bu noktada sabit oranlara endeksleme yapılan şirketler tercih edilmelidir. Buradaki faiz, normal kredi faizi değil, bir yönüyle vade farkının belirlenmesi için bir ölçüt olarak kullanılmaktadır. Ancak değişken oranlara endeksleme yapılması durumunda paranın değerindeki oynaklık ve faiz oranlarındaki değişim -ilgili leasing şirketinin politikası ve tercihine bağlı olarak- yasal çerçevede leasing ödemelerinde de değişikliği netice verebilmektedir. Bu akdin sıhhatine zarar veren bir durumdur.

Bu nedenle sözleşme esnasında hesaplamada kullanılan ölçütlerin (‘money factor/lease factor/lease fee’, interest rate) değişken olup olmadığı dikkate alınmalı ve değişken olmayan ölçütün tercih edilmesi gerekir. Değişken olmayan ölçütlerin kullanıldığı leasing hesaplamalarında aylık taksitlerin standart ve değişmeyen miktarlar olarak ödenmesi demektir. Yani baştan her ay ne kadar ödeme yapılacağı bilindiği gibi sözleşme sonuna kadar toplamda ne kadar ödeme yapılacağı da bilinmektedir. Bu şekilde sabit ödemelerle leasing ile araç kiralanabilir.