İslâm’da, alkol içeren yiyecek ve içeceklerin hükmü, istihâle (kimyasal dönüşüm) ve istihlâk (bir maddenin başka bir maddede yok olması) prensiplerine dayanır. Ancak bazı araştırmacılar, alkolün gıdalara katılma amacını, kimyasal bir madde olmasını ve alkolün necis olup olmadığını göz önünde bulundurarak, az miktarda alkol içeren gıdaların caiz olabileceğini savunmaktadır. Buna karşılık, alkolün haram içeceklerin temel maddesi olduğunu ve miktarına bakılmaksızın katıldığı yiyeceklerin de haram olduğunu savunanlar da vardır.
İstihâle prensibi, bir maddenin kimyasal reaksiyon sonucu tamamen başka bir maddeye dönüşmesi durumunda, o maddenin hükmünün de değişeceğini belirtir. Ancak vanilya aromasında kullanılan alkol, kimyasal dönüşüme uğramaz. Ayrıca, meyve, ekmek ve yoğurt gibi gıdalarda doğal olarak bulunan alkol, bu gıdaların haram olduğunu göstermez çünkü bu alkol, doğal fermentasyon sonucu oluşur ve genellikle sarhoş edici miktarda değildir. Ancak, dışarıdan eklenen alkol, doğrudan haram olan sarhoş edici madde olduğundan, aynı şekilde değerlendirilemez. Etil alkol, sarhoş edici içkilerin temel maddesi olup, keyif verici ve aklı giderici etkisi nedeniyle haram kılınmıştır.
Alkolün maddi olarak necis olup olmadığı konusundaki farklı görüşler, onun haramlık hükmünü değiştirmez. Haram olan bir madde temiz olsa bile, onun gıdalara katılması caiz değildir. Ayrıca, alkolün keyif verici amaçla değil, aromaları çözmek için kullanılması da onun hükmünü değiştirmez. Çünkü haram olan bir maddenin iyi niyetle kullanılması, haramlığı ortadan kaldırmaz.
Sonuç olarak, vanilya aroması gibi içinde az miktarda da olsa alkol bulunan gıdaların tüketilmesi caiz değildir. İslâm’da alkolün haram kılınması, onun katıldığı gıdaların da haram olmasını gerektirir. Bu nedenle, Müslümanların, içinde alkol bulunan gıdalardan kaçınmaları en doğru olanıdır. Ürünlerinde alkol kullanan firmalar, bu durumu etiketlerinde açıkça belirtmeli ve bu konuda tüketicileri bilgilendirmelidir.